ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ, “ENERJİ VERİMLİ VE ÇEVRE DOSTU” OLMALIDIR...

Arif Künar
EDSM Enerji Denetim Danışmanlık Servis ve Mühendislik Ltd. Şti.
akunar@edsmenerji.com.tr

Çok hızlı bir şekilde yaygınlaşan ve giderek alışkanlıklarımızı değiştiren, yaşam ve tüketim kültürümüzü dönüştüren alışveriş merkezleri-AVM-, “çekim merkezi” olmak, “cazibe” sağlamak-sürdürmek için, acaba “enerji ve çevre canavarı” olmak zorunda mı? AVM, en baştan tasarlanarak, planlanarak, projelendirilerek ve sonradan yapılacak enerji verimliliği ölçme-analiz-etüt ve verimlilik artırıcı projelerle-VAP-, enerji ve çevre yönetim sistemleri ile gerçekten, “enerji verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu, yeşil yaşam merkezleri” olabilirler mi? Yaşanan kronik “enerji krizi”ni ve “iklim değişikliği”ni daha fazla artırmadan, AVM kendine yeterli ve olabildiğince geri dönüşümün sağlandığı, “sürdürülebilir” bir bina-merkez-yerleşke haline getirilebilir mi?

Bütün bu soruların cevabı, tamamen olmasa bile büyük ölçüde “evet” olabilir ve artık “kaçınılmaz” olarak, olmalıdır da. Hergün sonuçlarını kısmen yaşadığımız, ancak hala bir türlü tam olarak algılayamadığımız ve bu nedenle de pek önemsemediğimiz “iklim değişikliği”nin, sürdürdüğümüz hayat tarzı ve şu anki büyüme, kalkınma hızı ile bugün 0.8 derece olan global ısı artışının, 2030 yılında hızla 6 dereceye kadar artabileceğini öngören “Uluslararası Enerji Ajansı”na göre -World Energy Outlook 2007-, bir felakete doğru hepbirlikte yelken açmış durumdayız.

Yatırımcılar ve işletmeciler yapacakları iş merkezlerine ve özellikle de AVM’ne, ülkenin ekonomik yapısına, yaptırdıkları pazar araştırmalarına-fizibilitelere, tüketici-müşteri taleplerine-profillerine, stratejik ve ticari hedeflerine, projeksiyonlarına, vizyon-misyonlarına göre karar veriyorlar. Bu kararı verdikten sonra da en uygun konsept, büyüklük ve bölge-alan üzerine tasarım ve proje yaptırıyorlar.

Çok az yatırımcı ve işletmeci, özellikle de bazı yabancı yatırımcılar en baştan yapacağı AVM ‘nin “çevre dostu ve enerji verimli” olması kriterini, konseptini kabul ediyor, ona göre yatırıma başlıyor. Bu çerçevede de dünyada giderek yaygınlaşan LEED, BREEAM, Energy Star Sertifikaları vb. çok önemli bir tasarım kriteri, standart ve yol haritası oluşturuyor. ABD’nde LEED konusunda eğitimler, sertifikalar alan, LEED sertifikalı büyük projeler yöneten ve ülkemizde LEED sertifika sistemini ilk dile getiren, uygulanması için yoğun çaba gösteren Dr. Duygu Erten’e göre,
“Bugün şirketler binalarının değerlerini artırmak, daha az risk altına girmek ve enerji tasarrufu ve operasyonlardan kar edebilmek için çevre dostu bina inşaa etmeye başladılar. Ofislerin ve iş yerlerinin çevre dostu inşaa edilmesinin en büyük sebebi çevre dostu binalar çalışanlarını, üretkenliği performansı ve karlılığı artırmaya motive etmesidir.

NEDEN SERTİFİKALI BİNALAR?
Günümüzde binaların yapımından kullanımına, çevreye verdikleri olumsuz etkiler yüksek boyutlara ulaşmıştır. Ülkemizde kullanılan enerjinin üçte biri binalarımızda kullanılmaktadır. Bu enerjinin %85i ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılmaktadır. Binalarda ısıtma soğutma ve aydınlatma gibi enerji harcayan tüm sistemler üretim ve verimlilik göz önüne alınarak tasarlanmalıdır. Her gün sadece sifon çekerek trilyonlarca litre temiz su harcanmaktadır. Ortalama bir inşaatın tamamlanmış her metrekaresi için 8.5 ton katı artık çıkmaktadır.

Çevre Dostu tasarım anlayışıyla varolan ve çevre dostu olmayan tasarımı geliştirip, iyileştirerek çevre dostu bina kriterlerine uygun bina tasarlayarak ve yaparak, hem binaların çevreye verdiği zararı minimuma indirebiliriz, hemde binalarda yaşayan ve çalışan insanların yaşam kalitesini artırmaya katkıda bulunuruz.

Bu amaçla dünyada çevre dostu organizasyonlar çeşitli sertifikalar oluşturdu. Bunların en yaygın kullanılanı 1993 yılında ABDde kurulan Yeşil Binalar Konseyi”nin LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) adında binaların sürdürülebilir inşaat kriterlerine göre tasarlanmasını yapılmasını ve yaşamasını ölçen bir kriterler sistemidir. İngiltere”de oluşturulan BREEAM sistemi de Avrupa da yaygın olarak kullanılmaktadır.

LEED SİSTEMİ...
12 farklı kategoride oluşturulan bu ölçümlendirme sistemi, binanın 6 ayrı alanda puan almasını sağlamaktadır. Bu sistem, başarısı tamamen varolan teknolojiye dayalı, sertifika almak için gönüllü olarak basvurulan, piyasanın yönlendirdiği ve ortak akılla şekillendirilen bir sistemdir. Puanların alındığı 6 alan: Sürdürülebilir Araziler, Su Verimliliği, Enerji ve Atmosfer, Malzemeler ve Kaynaklar, İç Hava Kalitesi ve Tasarımda İnavasyondur “.

LEED sisteminde belirtilen bu alanlar, AVM kurulacak arazinin tarihi, ekolojik, trafiği artırıcı yerler olup-olmamasından başlayarak, atıksuların ve yağmur sularının geri kullanımına, pasif olarak mümkün olduğunca doğal ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma sağlanıp-sağlanmadığına, kullanılan inşaat malzemelerinin geri dönüşümlü malzemeden üretilmiş, az enerji kullanılmış, tekrar geri dönüştürülebilir, doğal, yerel olup-olmadığına, yenilenebilir enerjilerin kullanılıp-kullanılmadığına, iç ve dış ortam hava kalitesine, hijyenik, doğal, sağlıklı olup-olmadığına kadar birçok farklı kritere göre değerlendiriliyor, puanlanıyor.
Bu kriterlere göre tasarlanan yapılar, daha en baştan ortalama yüzde 25-40 civarında bir enerji ve su tasarrufu sağlıyorlar. Böylece ilk yatırım maliyetleri yaklaşık yüzde 10-20 gibi bir miktar artsa da, hem ömür boyu işletme maliyetleri ve CO2 salınımı azaltılmış, hem de giderek artan sayıdaki “yeşil, çevre dostu tüketici” profiline de hitap etmiş oluyorlar.

Mevcut sayıları 200’e yaklaşan, yapılmakta ve proje halinde olanlarla sayıları 3 yıl içinde 350 civarında olacak olan AVM –AMPD ve ICSC kaynakları-, artık LEED, BREEAM, Energy Star ve-veya Türkiye olarak geliştirilecek “Yeşil veya Beyaz AVM Projesi vb.“, kriterlerine göre tasarlanmalı, projelendirilmeli ve uygulanmalıdır. Mevcut olanlar da, en azından “enerji ve atmosfer”, “su verimliliği”, “iç hava kalitesi” kriterlerine göre yeniden çok ciddi ve kapsamlı bir enerji ölçüm-analiz-etüt yapılarak, iyileştirilmelidir.

Ayrıca AVM’nde, güneş pv paneli, güneş ısı kollektörü, güneş termal soğutucuları, toprak-su-hava kaynaklı ısı pompaları, kojenerasyon-trijenerasyon, gün ışığı bacaları, dikey çatı tipi rüzgar türbinleri, yağmur ve atıksuların geri kullanımı, çim çatı vb. sistemlerle yenilenebilir enerji kullanımına ağırlık verilmelidir. Yakında kendini gösterecek olan “enerji krizi” ve otomatiğe bağlanan “enerji fiyat artışı” nedeniyle, bu çalışmaların vakit geçirilmeden tüm AVM’nde başlatılması zorunludur.

Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yönetmelik ve mevzuatlarda, 500 kW-saat güce kadar kendi enerji yatırımını yapan ve kullanan işletmelere, firma kurma ve lisans alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Ayrıca yapılacak yeni düzenlemelerle de, ürettiği elektriğin fazlasını tekrar devlete satma olanağı sağlanacaktır. Böylelikle AVM’nde, hem işletmenin enerji gideri azalacak hem de yeni bir gelir kalemi sağlanacaktır.

Ülkemizde de daha şimdiden, BREEAM Sertifikası başvurusu yapan, market ve depolarında gün ışığı bacası ile aydınlatma yapan, güneş pv panelleri ile yazarkasalarını çalıştıran, verimli aydınlatma armatürleri, ısıtma ve soğutma amaçlı toprak ve hava kaynaklı ısı pompası, soğutma amaçlı güneş termal sistemleri ve arıttıkları atıksuyu sulama suyu olarak kullanan, çim çatı uygulaması yapan, enerji etütü yaptıran az sayıda da olsa AVM olması bir başlangıçtır ve sevindiricidir.
Türkiye’deki mevcut AVM’nde yaklaşık yıllık en az 200 Milyon dolarlık enerji tüketilmektedir. Yapılan enerji ölçüm-analiz-etüt ve iyileştirmelerde, mevcut AVM’nde ortalama yüzde 10-40 civarında bir enerji verimliliği ve tasarrufu potansiyeli görülmüştür. Bu tasarruf rakamları, işletmelerin ve kiracılarının genel giderlerinde çok ciddi azalmalara yol açacaktır. Yapılacak olan enerji verimliliği etütleri ve yatırımları için de, işletmelere yardımcı olacak kredi-finans modelleri oluşturulmaktadır.

Ayrıca AVM, yoğun bir “çekim” merkezi olarak, başta kendi personeline olmak üzere müşterilerine, tüketicilere hem kendi yenilenebilir enerji, “enerji verimlilik, çevre dostu” uygulamalarını gösterip, bilinçlendirebilir hem de yapacağı kampanyalarla tasarruflu lamba, geri dönüşümlü poşet, organik ve yerel ürünler vb. kullanımını artırabilir, böylelikle sosyal sorumluluk projesi de gerçekleştirmiş olur.

AVM’nin üye olduğu AMPD Alışveriş Merkezleri ve Parekendeciler Derneği’nin öncülüğünde, enerji verimliliği uygulamaları ve çevre dostu alışveriş merkezlerinin yaygınlaştırılmaları konusunda AVM Enerji Yöneticisi yetiştirilmesi, örnek enerji etütlerin yapılması ve gerekli kriterlerin oluşturulmasına yönelik yoğun ve ciddi çalışmalara başlanmıştır.

2 yorum:

Maria Kaban dedi ki...

Arif Bey!Blogta sitenize rastladım ve Sizi tebrik etmek istedim.her nekadar bakış açılarımız farklı olsa da, enerji konusunda bir site daha olması insanların objektif bilgilendirilmesinde muhakkak faydası olacaktır.Eğer benim blog'umu da merak ederseniz...
www.petrol2008.blogspot.com
Saygılarımla Maria Kaban

Unknown dedi ki...

Çoğumuz çevresel sorunlara duyarlı olmakla birlikte,artan enerji kullanımı ile orantılı olarak artış gösteren çevresel zararları azaltma konusunda,ne yapabileceğimizden emin değiliz.Ancak bu konulara kişisel merak duyanlarımızdan ziyade işin teknik kısmınıda omuzlayabilecek,insanları aydınlatıp gerektiğinde ayıktırabilecek samimiyette insanların hareket halinde olması çok önemli.Çabalarınızı ölçeğiniz oranında kutlarım,sunduğunuz bilgiler için teşekkürler